Muaythai ve Kickboxing




TÜRKİYE’DE MUAYTHAI ve KICKBOXING
Ülkemizde ve dünyada yaygın olarak amatör ve profesyonel olarak yapılan spor branşlarıdır.
Muaythai, Tayland Boksu olarak bilinen Tayland’ın ulusal sporudur. Tekme, yumruk, diz ve dirsek vuruşları kullanılarak yapılır. Amatör ve profesyonel olarak Tayland federasyonları tarafından yönlendirilmektedir.
Kick Boxing, dünyada yaygın olarak rağbet gören tekme ve yumruk vuruşlarının kullanıldığı bir spor dalıdır. Çoğunlukla Muaythai’nin batı ülkelerindeki adlandırılışı da Kick Boxing olmuştur. Kurallar olarak Muaythai’nin yumuşatılmış bir alt branşı niteliğindedir. Zamanla ülkemizde ayrı bir spor dalı olarak kabul edilmiştir.
1982 yılında çeşitli spor kulüplerinde Hayrullah Camadan tarafından ilk Muaythai ve Kick Boxing çalışmalarına başlandı. 1986 yılında Cemal Çolak ve Camadan GYM sporcuları arasında ilk Kick Boxing karşılaşmaları yapılarak, Türkiye’de bu sporun dostça yapılabildiği gösterilmiş oldu.
Hayrullah Camadan, 1990 yılında WMTA (World Muaythai Association) Türkiye temsilcisi oldu. 1991 yılında Muaythai (Tayland Boksu) Derneğini kurdu. Aynı yıl 1 Haziran’da İstanbul Caferağa Spor Kompleksinde Türkiye’de ilk uluslararası profesyonel Muaythai galasını Murat Dodurga ile beraber gerçekleştirdi. Bu galada, o yılın dünyaca ünlü Tayland’lı Sing Phay Boune ve Fransa şampiyonu, Avrupa ikincisi Fikret Erdoğan’ın karşılaşması da yer aldı. Türkiye’deki bu ilk profesyonel galada, Camadan sporcularından Sungur Aydın Türkiye’nin ilk A Class sporcusu olarak yer aldı. Mehmet Civgin, Ömür Kamış, Tolga Saral, Gökhan Başoğlu bu gecedeki B Class dövüşen Camadan GYM sporcularıdır. Bu yılın Eylül ayında EMTA (European Muaythai Association) nın davetlisi olarak beraber çalıştığı uluslararası koordinatör Murat Dodurga ile Amsterdam’da ki toplantıda yeraldı. Aynı yıl sporcusu Mehmet Civgin’i Avrupa şampiyonu Numbo ile Paris’te dövüştürdü. 1992-1997 yılları arasında 10′dan fazla galaya imzasını attı. 1993 yılında sporcusu Birol Topuz’la Amsterdam’da EMTA toplantısına katıldı. Aynı yıl Detlef Turneo’nun başkanı olduğu IKBF Türkiye temsilcisi oldu. 1994 yılında Tayland’da kurulan IAMTF (International Amateur Muaythai Federation) un İngiltere Temsilciliğine bağlanarak, IAMTF’nun Türkiye temsilcisi oldu. Prof.Thom Harinck’ten öğrendiği bu sporun Türkiye’deki öncüsü oldu.




1999’da Hasan YILDIZ’ın IAMTF (Uluslararası Amatör Muaythai Federasyonu) ile ve Tayland Büyükelçiliği ile birlikte girişimde bulunarak Dışişleri Bakanlığı aracılığı ile nota yazdırılarak Muaythai sporunu ülkemizde yasallaşması için çalışmalar başlattı. 2002 Yılında IAMTF Temsilcisi Hasan YILDIZ ile Tayland Büyükelçiliği, Ankara Hilton Otel’de Amatör Muaythai gösteri müsabakaları organize edildi. Aynı yıl içerisinde Mersin’de bulunan Muaythai Spor Kulüpleri Federasyonunca , Genel Müdürlüğün Spor Kuruluşları Daire Başkanlığından uluslararası şartları taşıdığından  Muaythai çalışma izni alarak ilk Türkiye iller arası Muaythai gösteri müsabakaları organize edildi ve federasyonun kurulması için Hasan YILDIZ,  Emekli  Jandarma  Albay Yaşar ECEL ile dosya hazırlanarak Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne verildi.
2003-2004-2005 Yılarında Karate Federasyonu altına faaliyet gösteren Muaythai, 2007 Yılının başlarında kurulmuş olan Türkiye Muaythai Federasyonu 2007 yılından itibaren IFMA’ya tam üyeliğe kabul edilmiştir ve halen IFMA üyesidir.
MUAYTHAI’IN TARİHİ
Muaythai (Tayland Boksu); savaşların kılıç, mızrak ve oklarla yapıldığı ortaçağ dönemlerinde başladı. Yumruk yumruğa yapılan bu dövüşte kollar, ayaklar, dizler ve dirsekler silah olarak kullanıldı. Askeri eğitime de dahil edilen bu spor Kral Naresuan zamanında (M.S. 1560) meşhur oldu. Kral, Burma ve Siam arasındaki savaşlarda esir düşmüştü. Burmalılar kendi dövüşçülerini dünyanın en iyi dövüşçüleri olarak kabul ediyorlardı ve Krala en iyi dövüşçüleri ile dövüşmesi için bir şans tanıdılar. Eğer kazanırsa özgür olacaktı ve Kral kazandı. Kral Narasuen, Siam’a döndüğünde büyük bir şölenle karşılandı ve kısa zaman da Siam stili boks ulusal bir spor olarak kabül gördü. O günlerden itibaren 20.yy başlarına kadar, dövüşçüler atların derilerinden sırımlar yapıp eldiven olarak kullandılar. Ayrıca dövüşçüler kendi aralarında anlaşarak cam parçalarını ezip sırımların üzerine yapıştırabiliyorlardı. Taylandlılar Muaythai’yi kendilerine prestij sağlayan ulusal bir spor olarak kabul ederler. Taylandlı erkek çocuklar Muaythai kamplarına giderek veya kendi başlarına Thai stili boksun nasıl yapılacağını öğrenirler. Tayland’lı kızlar bile Muaythai’nin temel prensiplerini bilirler ve gerektiğinde bunları kendilerini savunabilmek için kullanırlar. Bu nedenle Muaythai, bir çok ülkede popüler olmuş ve geniş bir kitleye yayılmıştır.




MUAYTHAI’nin gelişimi:
Şu anda thai stili boksun başlangıç tarihini gösteren kesin kaynaklar maalesef yok. Sadece Thai Boxun Taylandlıların Çinin güneyinden göç etmeleriyle başladığını varsayabilmekteyiz. Taylandlılar bu göç esnasında yöre halkının büyük bir direnişi ile karşılaştılar ve saldırganlardan saklanmak zorunda kaldılar. Hayatta kalabilmek için büyük mücadeleler verdiler. Eski zaman silahları sadece kılıç mızrak , kargı , ok veya yaylardan ibaretti. Fakat bu silahlar yakın dövüşte çok hantal kalıyorlardı. Dolayısıyla dirsekler , yumruklar , dizler ve ayaklar Taylandlılara daha pratik geldi. Sonuçta çok başarılı olmuşlardı , böylece savaşlarda kullanılan yeni bir dövüş sanatı gelişmiş oldu. İşte bu MUAYTHAI’di yani TAYLAND BOKSU. Taylandlılar nihayet uygun bir yere yerleşerek kendi şehirlerini kurdular ve büyük bir devlet olup arazilerini genişletmeye başladılar. Artık en büyük ihtiyaçları ülkeyi savunabilecek büyük bir orduydu. İşte askerlere silah kullanımı yanında Muaythai’i çalışma zorunluluğu getirildi. Böylece atak ve savunma için yeni taktik ve teknikler geliştirdiler ve bunlara da boks teknikleri adını verdiler. Sonraları işin ehli olmayan kişiler bu dövüş sanatına el atarak onu “bir kendi kendini savunma sanatı” yada asker olmak için ihtiyaç duyulan beceri olarak gördüler. Tayland krallarından Kuhun Luang Sorasak ( Kaplan Kral) sık sık çeşiyli ülkelerin tapınaklarına giderek kim olduğunu belli etmeden gizlice dövüşlere katılıyordu. Kral yetenekli bir dövüşçü olarak bilinirdi. çoğunlukla kendini gizleyip halk arasında dövüşlere katıldığından bir halk kahramanı olarak kabül gördü. Rattanoksin döneminde Muaythai bir ulusal dönüş sanatı olmaya devam etti ve düzenlenen eğlencelerde yarışmaları yapıldı. Maçlarda zaman tutma işlemi delik bir hindistan cevizi kabuğunun yüzdürülmesiyle yapılıyordu. Kabuk battığında raundun bittiğini belli etmek için ise davul çalınıyordu. 1788’de iki fransız kardeş Taylanda geldiler. Bu iki kardeş Hind-i Çin’in kenarın da ve adalarda pek çok boksörü mağlup etmişlerdi. Kral 1.RAMA bu meydan okumayı kabul etti. Bu arada Phraya Klang meydan okumayı kabul edeceğini fakat 50 chang tutarında bahse girmeleri gerektiğini söyledi. (50 chang o zaman yüklü bir miktardı) .Ama kral koruyucularından Muen Plan’ı Fransızlarla dövüşmek için seçti. Karşılaşma büyük sarayın açık alanında düzenlendi. Muen Plan krala ait dövüş giysilerini giydi. Ğöğsü açıktı ve sihirli bir tılsım takmıştı. Ayrıca darbeleri önlemek içinde vücuduna yağ sürmüştü. Dövüş başladığında Fransız, Muenin köprücük kemiğine ve boynuna atak yaptı ancak Muen kendini Muaythai ile savundu. Fransızın kardeşi abisinin hiçbir ilerleme yapamadığını görünce sinirlendi ve Muen’e arkadan gizlice vurdu. Bu esnada Muen Fransızın işini bitirmişti bile. Muhafızlar kurallara uymayan bu hileye karşı ileri atıldılar, sonra Fransızlar yenildiklerini kabul ederek geri çekildiler. Ertesi gün Tayland’dan ayrıldılar ve birdaha Tayland Boksörleri ile dövüşmemeleri gerktiğini öğrendiler. Kral 5.Rama döneminde Thai-Boks maçları çok meşhur olmuştu ve galip gelenler Kraldan çeşitli ünvanlar ve hediyeler alıyorlardı. Yine bu dönemlerde boks kampları düzenlenmeye başlandı. Kral ailesine mensup kimseler , diğer ülkelerden yetenekli kimseler bulup kamplar arası dövüşler düzenliyorlardı. Galip gelenler para ve değerli armağanlarla ödüllendiriliyordu. Bu dönem TAYLAND BOKSU’unun altın çağı olarak nitelendirilir. Kral 6.Rma döneminde de Thai-Boks maçları devam etti. Bu dönemde maçlar uygun genişlikteki alanlarda ama standart olmayan ringlerde yapılıyordu. Zamanla halatlarla çevrili, standart yükseklikteki ringlerde yapılmaya başlandı. İlk ring 1921 yılında SUAN KULARP denilen yerde inşa edildi. Fakat; gelenekselliğe uyarak dövüşçüler hala ellerini sırımlarla sarmaya devam ediyorlardı. THAI-BOKS yaygınlaştıkça Thai-Boksörlerine meydan okuyan yabancı dövüşçülerin sayısı da artmaya başladı. Önemli ve meşhur bir serbest stil maçı genç boksör HARNTALAY ile Çin’den gelen CHİN CHANG arasında yapıldı. Karşılaşmayı büyük bir kalabalık izliyordu. Sonuçta genç Harntalay rakibini sert bir tekme ile saf dışı bıraktı. Bu dönemden sonra ringlerde hakemlerde görev yapmaya başladı. Rauntlar dakikalarla belirlenmeye başlandı. Bütün bu yenilikler dış ülkelerden gelen etkiler sonucu benimsendi. Ancak sırım ile elleri bağlama 1929 yılına kadar sürdü. Bundan sonra normal boks eldiveninin kullanımına geçildi. Lumpini parkındaki ringde Filipinli bir boksörün ilk defa box eldivenleriyle gösteri yapması, sonraları eldivenlerin kullanılmasını teşvik etti. Kral 7. Rama dönemi önemli bazı değişikliklerin yapıldığı dönemdir. Bangkok’ta ve diğer şehirlerde kalıcı Thai-Boks statları inşa edildi. Fakat bu statlar 2. Dünya Savaşı (1942-45) süresince yavaş yavaş ortadan kayboldu. Savaştan sonra ise bir gecede mantar gibi tekrar ortaya çıktılar. Turnuvalarda dövüşmek için diğer ülkelerden gelen pek çok boksör Bangkok’ta toplanıyordu. Nihayet ilk standart boks stadyumu 1945’te inşa edildi ve adı RAJADAMNERN olarak belirlendi.(bu stat halen faaliyette olup dünyanın en ünlü statyumudur).Artık muhtelif kurallar koymanın zamanı gelmişti , 3’er dakikadan 5 raunt üzerinden maçlar düzenlendi. Rauntlar arasına 2 dakika mola süreleri ilave edildi. Daha sonra ise sikletler belirlenerek bu kilolarda şampiyonlar belirlenmeye başlandı.en sonunda Muaythai günümüzdeki şeklini aldı. Ancak Thai-Boks halen gelişimini sürdürmektedir. Muaythai artık uluslar arası bir dövüş sanatıdır. Eğer bu spor ile ilgilenen herkes, bu sanatı yükseltmeye , korumaya ve gelecek nesillere aktarmaya gayret ederse, Thai-Boks ilelebet yaşayacak ; Tayland halkı için çok değerli bir sanat olmaya ve kendilerini tanıtmaya devam edecektir…




KICKBOXING’İN TARİHİ
Kick Boxing, Uzak Doğu Savaş Sanatları tarih boyunca çok fazla çeşitlilik göstermiştir. Bu sanatlar dünyada ve ülkemizde Karate adı ile tanınmış ve yaygınlaşmıştır.
İlk olarak bu sanatlar ile Almanlar, II.Dünya savaşında müttefik oldukları Japonlar’dan öğrendikleri Judo ve Jiu-Jitsu ile tanıştı. Daha sonraları savaşın galibi olan Amerikalılar’ın da ilk tanıştıkları sanat Judo ve Jiu-Jitsu olmuştur.
Her ne kadar daha önceleri göçler ile Amerikaya gelmiş Japon ve Çinliler olsada bu anatları bilenler o dönemlerde bilgilerini gizlerlerdi ve doğal olarak Uzak Doğuluların hepside bu sanatları bilmezlerdi.
Batıda ise savaş sanatları yerel stillere sahipti. Pankras, Boks, Savate, Güreş bunlardan bazılarıdır. Ancak bunlardan sadece Boks ve Güreş (Serbest ve Grekoromen) genel olarak kabul görmüştü.
II.Dünya Savaşı ve Çin Komünist ihtilali sonrası göçler ile batıda Uzak Doğu stilleri yaygınlaşmaya başladı. Kore savaşı sonunda Taekwon-Do’da batıda gelişen bu stiller arasında yerini aldı.
En yoğun göç alan Amerika’da stiller zenginlik göstermesine rağmen uzun zaman boyunca tamamı Karate olarak adlandırıldı. Bu aynı zamanda modern Kick Boxing’in temellerini oluşturdu.
Birbirinden farklılıklar içeren bu branşlar kendi aralarında kendilerine mahsus kurallar ile yarışma usullerine sahip olmasına rağmen birbirlerinden farklı özellikleri sebebi ile ortak karşılaşmalar sorun olmaktaydı. İlk ortak karşılaşmalar Amerika’da serbest döğüş karşılaşmaları ile başladı ama Uzak Doğu stillerinin felsefe lerinden kaynaklanan taassub sebebi ile bu yarışmalara iştirakleri çok yaygın değildi. 1970′li yıllara doğru Bruce Lee ile başlayan yeni bir hareket ile Uzak Doğu stilleri Batıda yaygın kabul görerek gelişmeye başladı. O dönemlerde tüm stillerin aynı yarışmada karşılaştığı müsabakalara Amerikan Karatesi veya Amerikan Boksu olarak tanındı. Bu yarışmalar zamanla vuruşlu yarışmalar içerisinde Full Contact olarak isimlendirilmeye başlandı. Deneyimsiz sporcular için ise Light Contact ve Semi Contact alt branşları oluştu. Ancak işin adı halen Karate idi. Full, Light, Semi Contact Karate branşları olarak tanındıktan sonra Avrupa’da da aynı biçimde kabul gördü. Avrupa’da Fransa, Hollanda ve Almanya’da hızla yaygınlaştı.
Amerika’da Benny Urquidez’in başını çektiği bir hareket “Bacaklarını savunamayan döğüşçü döğüşçü değildir.” sözü ile Full Contact akımı ile ters düştü. Avrupa’da Tayland’lılar dan eğitim gören bir ekol ile beraber Kick Boxing ismini kullanmaya başladılar ve Karate adından uzaklaşıldı. Profesyönel organizasyonların doğmaya başladığı bu dönemde Full Contact Karate, PKA (Professional Karate Association); Kick Boxing, WKA (World Kick boxing Association); Muaythai, WMTA (World Muaythai Association) ve EMTA (European Muaythai Association) ile tanındı. Bu organizasyonlardan Kick Boxing ve Muaythai organizasyonları beraber hareket ederek ortak isimle “Kick Boxing” yahut “Thai Boxing” olarak anılmaya başladı. Halen daha Avrupa’da ve Dünyada bu sebeple Kick Boxing ve Thai Boxing (Muaythai) aynı branş olarak kabul görür. 1980′li yılların başlarında Hollanda’da Hollanda Kick Boxing federasyonu adıyla faaliyet gösteren federasyona Tayland hükumeti tepki göstererek kendi sporlarının “Muaythai” olduğunu resmi bir yazı ile bildirmiş ve 1984 yılında bu federasyon ikiye ayrılarak Muaythai ve Kick Boxing federasyonları olarak faaliyetlerine başlamışlardır. Muaythai federasyonunun başına Hayrullah Camadan’ın Antrenörü olan Chakuriki Kulübünün sahibi Prof.Thom Harinck getirilmiştir.  Prof.Harinck Tayland hükümetinin onayı ile tüm Dünya Muaythai federasyonunun başına getirilmiştir. Muaythai, Kick Boxing ve Thai Boxing isimleri tüm dünyada aynı şekilde anlaşılır ve yorumlanır olmalarına rağmen son zamanlarda Japonlar’ın girişimleri ve Tayland’lıların itirazları neticesinde farklı olarak isimlendirilmeye başlamıştır.
Kick Boxing’in popüleritesi Full Contact Karate yapanların iştahını kabartmış ve onlarda tekniklerini Kick Boxing olarak isimlendirmeye başlamışlardır. Japonlar ise Muaythai Taylandlılara ait diye dirsek vuruşları ve Klinch tekniklerini yasaklayarak yaptıkları karşılaşmalara KickBoxing demişlerdir. K1 organizasyonu dünya çapında yaygınlık kazanmaya başlayınca Kick Boxing’in dünya çapında popüleritesi de artmış, dirsek vuruşlarına sıcak bakmayan batılıları daha hızlı cezbetmiştir. Son dönemlerde Klinch’e tamamen karşı olan K1 organizasyonu bu konuda daha esnek hareket etmeye başlayarak Muaythai’ye biraz daha yaklaşmıştır. Bu sporu tekellerinde tutmaya çabalayan Taylandlılar ve Japonlar kuralları kendilerine göre esneterek Kick Boxing ve Muaythai ayrışmasına sebep olmuşlardır.